23 Ağustos 2007 Perşembe

Sadece bir alıntı (?)

Saçlarını ve Hatta Yüzlerini Kapamaya Zorlayarak Kadınları Niçin Çuvala Sokuyorsunuz?

Muhammed peygamberden sonra en çok süistimal edilen ve saptırılan konulardan birisi kadınlarla ilgili dini kurallardır. Müslüman din adamları, Hristiyan din adamlarının icad ettiği ruhbanlığı (57:27), taklid ettiler. Uydurma hadislerle kadınları, en temel haklarından mahrum ettiler. Müslüman toplumunda kadınlar, kör, sağır ve dilsiz yaratıklar haline dönüştürüldüler. Sarıklı sakallı din adamları, şeytani öğretileriyle kadını boşama hakkından mahrum ederek, Cuma namazlarına gitmelerini hoş görmeyerek, aybaşı halindeyken namaz kılmalarına, oruç tutmalarına ve Kur’an okumalarına izin vermeyerek, eşekler ve köpeklerle bir tutarak, kara kargalara benzeterek, cehennemi onlarla doldurarak, Adem'in suçunu Havva'ya yükleyerek, öğrenim ve öğretimden mahrum ederek, danışma meclislerine ve devlet başkanlığına layık görmeyerek, Kur’an ayetlerini yanlış yorumlayarak, örneğin 4:34 ayetini çarpıtıp kadınları erkek despotluğuna ve dayağa mahkum ederek yüzyıllarca kadınlara zulmettiler. (Erkek şövenistler tarafından hazırlanan Kur’an meallerinin, 4:34 ayetinin çevirisinde yaptıkları dört çeviri hatasının tartışması için Türkçe Kuran Meallerindeki Hatalar kitabımıza bakınız.) Ve tüm bunlara ilaveten kadının evden dışarı çıkmasını kötü bir durum olarak gösterdiler. Kadının ancak kapkara bir çuval içinde dışarı çıkabileceği fetvasını verdiler. Bir kısmı daha ileri giderek kadının yüzünün siyah bir peçe ile örtülmesinin farz olduğu fetvasını ekledi.

Kelimelerin Anlamını Kaydırma Hastalığı

Kuran'da kınanan Yahudi taktiğini (4:46; 5:13; 5:41) aynen uygulayan "Müslüman" din adamları, hadis ve sünnet diye adlandırdıkları şeytani öğretilerini Kuran'la da desteklemek için kelimelerin anlamını kaydırmaya çalıştılar. 24:31 ayetinde geçen "humür = örtüler" kelimesine "başörtüleri" anlamını verdiler. "Humür" kelimesi, "örtmek " anlamına gelen "hamara" kökünden türeyen çoğul bir isimdir. Bunun tekil hali olan "hamr = örtü" kelimesi aklı örten alküllü ve uyuşturucu maddeler için de kullanılmaktadır (5:90). 24:31 ayetinde Allah, kadınlara iffetli olmalarını ve erkekleri tahrik etmemek için örtüleriyle göğüslerini kapatmalarını emretmektedir. Kuran, kadınların başlarını veya yüzlerini örtmelerini değil, göğüslerini örtmelerini emretmektedir. Ayrıca, ayetteki "felyedribne = kapasınlar" ifadesi dikkat çekicidir. Hadis ve sünnet izleyicilerinin yakıştırdığı anlam doğru olsaydı, bunun yerine "felyüdnine = indirsinler" ifadesi kullanılması daha uygun olurdu (33:59 ayetinde olduğu gibi)

a) Arapça "hamara" kelimesi ne anlama gelir? Neden 24:31'deki hümur = örtüler" kelimesini "hümurürre's = başörtüsü" olarak çarpıtıyorsunuz?

b) Muhammed peygamber zamanında kadınlar peçe kullanıyor muydu, kullanmıyor muydu? Peçe kullanmıyor idilerse neden sünni mezheplerden Şafii mezhebi peçeyi kadınlara farz kıldı? Yok eğer peçe kullanıyor idilerse neden Hanefi mezhebi peçeyi farz olarak görmedi?

c) Hanefi mezhebine göre, fitne durumunda kadın peçe takmalıdır. Hanefi alimleri bu fitneyi şöyle açıklıyorlar: "Kadın çok güzel ise ve güzelliğiyle erkeklerin dikkatini çekiyorsa bu fitnedir." Erkeklerin suçunu kadınlara yükleyerek "fitne" durumunda kadınları peçeye mahkum eden zihniyete ne dersiniz?

d) Bir an için Hanefi fıkıh kitaplarındaki bu hükmün toplumda geçerli olduğunu varsayalım. Peçenin ancak güzel kadınlara takıldığını bilen erkeklerin peçeli kadınlara karşı tutumları ne olur? Böyle bir toplumda peçe bir çeşit cinsel çağrı işareti olmaz mı? Peçeli olmayan kızların çirkin sayıldığı o toplumda kızlar peçe takmak için yarışmazlar mı ve onu bir erkek avlama aracı olarak kullanmazlar mı?

e) Hadis kitaplarınızda Peygamberimizin hanımı Ayşe'ye yakıştırdığınız bir rivayete göre "24:31 ayeti nazil olunca müslüman kadınlar, başlarını örtmek için örtüler aramaya başladılar. Hatta bazıları yastık kılıflarını, perdeleri yırtarak başörtüsü edindiler" Bu uydurma rivayetle 24:31 ayetinin anlamını kaydırmaya çabalayan sahtekarlar o ayete dikkat etmemişlerdir. Bir an için ayetteki "hümur" kelimesini sizin yakıştırdığınız biçimde "başörtüsü" olarak kabul edelim. Buna göre o dönemde başörtüsünün mevcut olması lazım zira "başörtülerini göğüslerine kapasınlar" emrine muhatap olan bir toplumun başörtüsüne sahip olması gerekir. Böyle bir emir, başörtüsünün yeni bir giysi olmadığını bildirir. O halde, 24:31 ayetinin inmesinden sonra, sahabe kadınlarının başörtü edinmek için seferber olduğu biçimindeki hadis sizin ayete yakıştırdığınız anlam ile çelişiyor. Başörtüsü ile ilgili en önemli deliliniz olan bu hadisin uydurma olduğuna dair bu itirazımız için ne diyorsunuz?

Edip Yüksel, “Kur’an’daki Din”

15 Ağustos 2007 Çarşamba

Emin Çölaşan 14.08.07 tarihli yazısı yüzünden 22 yıldır çalıştığı Hürriyet'ten kovuldu!!




Yazarlar
14 Ağustos 2007
Emin ÇÖLAŞAN
ecolasan@hurriyet.com.tr Vay vay vay!..ELİMDE İstanbul'da haftalık yayınlanan bir İslamcı dergi var. Seçim sonrasındaki iki ayrı kapağını burada görüyorsunuz. İlkinde Anıtkabir'e kilit vurulmuş ve altı ok, Atatürk'ün mezarından ceset halinde çıkarılıyor.Bir sonraki kapakta ise altı ok şöyle tanımlanıyor: (Aslında Cumhuriyet rejimine küfrediliyor!) "Dinsizlik, Halk Düşmanlığı, Fahişelik-İbnelik, Ayyaşlık-Hırsızlık, Batıcılık-Hayvanlık, Vatan Hainliği." * * *Derginin Anıtkabir kapaklı sayısında, 19. sayfada bir haber. Bunları sizlerden özür dileyerek aynen veriyorum ki, herkes pisliğin boyutunu görsün. Haberin başlığı: "Dayılanan pezevenge kurşun yağdı." "Kayseri'de seks dükkanı açarak Müslüman halkımıza meydan okuyan pezevengin kerhanesi kurşunlandı. Kayserili Müslümanlar bu orospu çocuğunun açtığı seks dükkanına giderek 'Ananın porno filmi var mı, eğer gelirse biz satın alacağız. Ananın donunu da dükkanın girişine as' dediler. Şimdi biz laiklerden öğrendiğimiz yöntemlerle para kazamayı öğrenen bu orospu çocuğunun anasının filminin vizyona giriş haberini bekliyoruz.Müslüman Kayseri halkı bizi yanıltmadı ve pezevengin işyeri kurşunlandı. Onları tebrik ediyoruz. Gün geçmiyor ki Laik Cumhuriyet'in Allahsız ve ahlaksız rejiminin pislikleri görülmesin. Cumhuriyet kazanımları! 'İlke ve inkılapların' oluşturduğu bu manzara karşısında biz intikam yemini ettik. Tek tek ve topyekun, hesabını bu dünyada görmek üzere Allah'tan memuriyet diliyoruz." Bu yayınlar (hem de "Müslümanlık" adına) İstanbul'da Valiliğin, Savcılığın, Emniyet ve öteki ilgili makamların gözleri önünde yapılıyor.Devlet var mı? Var, var!

6 Ağustos 2007 Pazartesi

Süper Kupa sahibini buldu.Viva Fenerbahçe!!

SÜPER KUPA FENERBAHÇE'NİN

TFF tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ve Köln Rhein Energie Stadı'nda oynanan mücadelede Deivid ve Kezman'ın golleriyle gülen Fenerbahçe geçen senenin rövanşını aldı ve Süper Kupa'nın sahibi oldu.
06 Ağustos 2007 Pazartesi 00:15
Lig ve Kupa şampiyonlarının şampiyonu Fenerbahçe oldu. TFF tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ve Köln Rhein Energie Stadı'nda oynanan mücadelede Deivid ve Kezman'ın golleriyle gülen Fenerbahçe geçen senenin rövanşını aldı ve Süper Kupa'nın sahibi oldu.Her iki takımın da etkili bir oyunla başladığı mücadelede 14. dakikada Deivid'in golüyle öne geçen Fenerbahçe, eski Fenerbahçeli Mehmet Yozgatlı'nın hazırladığı pozisyonda Bobo'nun golüne engel olamadı..İlk yarısı 1-1'lik eşitlikle sonuçlanan karşılaşmanın son dakikalarında Kezman'ın golüyle öne geçen Fenerbahçe, üstünlüğünü maç sonuna kadar korudu ve 2. Süper Kupa'nın sahibi oldu.

Karşılaşmanın 90. dakikasında yerde yatan Kezman'a centilmenlik dışı hareket yapan İbrahim Üzülmez kırmızı kartal oyun dışı kaldı..

FENERBAHÇE - BEŞİKTAŞ: 2-1

3 Ağustos 2007 Cuma

Ya Siz ?


Siz hiç geçmişe özlem duyup da geçen her saniyenin tekrar yaşanamayacağı gerçeğini kabullenmekte zorlandınız mı? Her geçen gün kabullenmekte daha da zorlanmak ne kadar kötü.Değişmeyen tek şeyin değişimin kendi doğası olduğunu kabul etsek de sık sık tekrarlanan ''ama'' lar çelişkiyi artırarak hayatı çekilmez kılmakta.
Felsefeye çok ilgi duyan biri olan ben , bunun beni çok yorduğunu farkettim....Yazı yazarken bile düşündükçe yüküm artıyor, yorulduğumu hissediyorum. Yok yok hala gencim ve herşeye rağmen hayatı seviyorum ve herşeyi kendi doğasında olduğu gibi kabullenmeyi öğrenmeye çalışıyorum, ihtiyacım olan tek şey sevgi ve huzur :)