17 Aralık 2007 Pazartesi

Anlam verme çabası hiç bitmez...

Ne kadar yaşarsak yaşayalım,ne kadar yaşlanırsak yaşlanalım,kafa kağıdımızdaki tarih ne kadar geride kalırsa kalsın
içimizde yaşayan o çocuk büyümedikçe biz de büyümeyiz.Acı çekmenin özgürlük kabul edildiği bir nesil ile büyüdüm,acı çekmenin ve çocukluğun aynı vücutta barınabilmesi çok zordur,insan bünyesi buna direnir,direnirken değişir,olgunlaşır,yıpranır ve büyümek zorunda kalır.O çocuk içimizde yaşamadıkça çocukluğumuz yaşanmamış kabul edilir. Ben en güzel acının aşk acısı olduğuna inananlardanım ve kimsenin acısının kimseninkinden daha az ya da fazla olduğunu tartışma zahmetine girmem,herkes kendince yaşar herşeyi..Aşk,aşk,aşk kimi çok korkar kimi üzerine
gider korkusuzca,acı çeker savaşır,yenilmez,yokolmaz ve daha da güçlenir devam eder yoluna. Bu satırları yazmama sebep olan biri var ki o kendini çok iyi biliyor.. Ben kimseye ithaf etmekten hoşlanmam yazdıklarımı ama kabul ettiğim gerçek o kişinin bana bu satırları yazma ilhamını verdiğidir. Ukalaca davranıp kalemimi ,kelimeleri çok iyi kullandığımı söylemek istemiyorum; ancak çok seviyorum ben yazmayı,kendimi yazarak ifade etmeyi.Soğuk bir buzdağının ardında hiç ummadığın bir iklimi görebilirsin eğer önyagılı olmazsan.Bazı duygulatrın tanımı herkesce farklıdır .Bana göre aşk imkansıza duyulan özlemdir ve ben bunu hissettiğimde acı değil haz duyarım,özlerim,hayran olurum ya da bunları hissedersem aşık olurum kısır ama verimli bir döngü yaşarım içimde,yani benim açımdan korkulacak bir şey değildir aşk,sonrasında büyük kazanımlar elde ederim ama henüz aşık değilim :( Bu bir cevap,bu bir ikna yöntemi değil bu sadece bir kendini ifade biçimi.İnsan sevgisi dolu bir insanın diğer insanlarca yanlış algılanma sonucu kendini ifade biçimi. Kelimeleri yazımı süslemek için kullanmaya başladığım an üretkenliğimin bittiğini ve başkalarını etkileme çabamın benim amacıma ulaşmamı engelleyeceğini düşündüğünden anlatmak istediklerim bitmese de yazıma son veriyorum,en kısa sürede geleceğim :)

Hiç yorum yok: